20 Nisan 2020 Pazartesi


Cumhuriyet Dönemi Eğitimin Umudu; Bugünün Yaralı Şifacısı Köy Enstitüleri

Bugün size Türk tarihinde devrim niteliğinde eğitim sistemi olan aynı zamanda hüzünlü bir mazisi olan Köy Enstitülerinden bahsetmek istiyorum.Cumhuriyet sonrası adımlar için Atatürk toplumsal varlığın asıl sahibi köylüleri eğitmeyi önemsemişti.Hazırlıklarına 1935te başlansa da+

17 Nisan 1940 yılında Plüto Aslan nesline geçtiğinde Merkür ile üçgen açı yaparken parlayan bu sistemi anlatınca ‘bize eğitim adı altında bunca yıl işkence çektirmişler’ bile diyebilirsiniz.
Bireyin dönüşümünü hedefleyen, kendine yetebilen ve toplumda devrim yaratma niteliği taşıyabilen lider çocuklar yetiştirmek(Plüton Aslan) hedeflenmişti.Hatta kapatılma sebeplerinden biri de ‘ülkeyi yöneten kesimden daha akıllı bir vatandaş görüntüsü oluşturması’ydı.
Merkür’ün Plüto ile üçgen açı yaptığını görürüz.Zihin ve eğitim yoluyla bir dönüşüm yaşanmasının adımı atıldı.Bilginin gücünden nasıl faydalanacağını bilen, yaparak yaşayarak öğrenen, bilgiyi sezgileriyle kendileri elde eden kişiler yetişti.
Uranüs-Neptün açısından gelen kitle karması var.Toprak grubunda.Öğretmenler gittiği köylerde bilinmeyen tarım türlerini köylülere öğretiyordu, teorik bilginin uygulama kısmı hep ön plandaydı.Araziler verimli şekillerde canlandırılıp tarım devrimi de gerçekleşiyordu(Uranüs Boğa)
Neptünden gelen etki bilinç seviyesini artırıp yaşam tarzında uygulamaya koyuyor; saf, yaratıcı yapıcı uygulamaların önünü açıyordu.Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, ağaçları atölyeleri vardı.Sınıfta öğretilen doğada uygulandı.
Üretici eğitim ilkesi benimsenmiş, öğrenci-öğretmen okullarını kendileri yapıyordu(buğdayda bile şu an dışa bağımlı olduğumuzu düşünürsek bunun önemini anlarız).Kuruldukları bölgelerin ekonomilerini canlandırıyorlardı.Girişimci ,‘ben’den çıkıp ‘biz’i düşünen insan yetişiyordu.
Sanat da sistemin parçaşıydı.Venüs-Mars İkizlerde kavuşum yapıyor.Kültürel-sanatsal atılım da demek bu.Aşık Veysel köy enstitülerini gezerek saz çalmayı öğretiyordu, öğrenciler keman konserleri veriyordu, Mozart'ın rondoları öğretilip, Sheakspeare, Moliere oyunları sergileniyordu
Güneş-Jüpiter kavuşumuyla geniş vizyonlar besleyen, geleceğe yönelik iyimser beklentilerle her yönden genişleyen, büyüme ve özgürlük yanlısı, keşfetme ve bilgiye sürekli aç ve hayat içinde eğitim veren bu başarılı projeden mezun olan kişi her konuda bilgi sahibi oluyordu.
Bilgeliğini geçmişten alan(Jüpiter-Güney düğüm kavuşumu) bu sistem; kullanışlı felsefelerini yayma adına, sahip olduğu spiritüel bilgelikle de, klasik okumalarına önem veriyor, öğrenmeye meraklı kişiler yetiştiriyordu.Köy enstitüsünü bitiren biri sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor+
aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu.John Dewey’in katkısıyla Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde uygulanan bu model+
Güneş Satürn kavuşumu disipliniyle sürerken, otoritenin bir parçası olmak isteyip zararı ondan gördü.Günümüzde dünyada birçok ülke Atatürk modeli olarak programlarına geçirirken 1954 yılında siyasi çekişmelerin kurbanı olarak kapatıldı.
Ülkenin 11. Evine attığı stelyum ile hala daha kitlesel kurtuluşun ve gereken entelektüel çözümün bu yönde olacağını düşündürüp ümitlerimizi beslemeye devam ediyor.Sinastride Chiron'u, ülkenin Plütonu kavuşarak olumlu yıkıcı deneyimleriyle hala şifalandırmaya devam ediyor.
Kıymetli doktorlarımız çalışmalarıyla tıp dünyasında çığır açacak çalışmalar yapıyorlar; şunu söyleyebilirim ki, bu enstitülerin kapanmaması bizi hem gelişmiş, kendi kaynaklarını yaratan bir millet yapar; hem de bu salgından kurtulacak etkili çareyi bulacak doktorları yetiştirirdi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder