30 Nisan 2020 Perşembe

Dansa Yetenek Veren Konumlar


Bu yazıda dansa yetenek veren konumları, dans dinamikleriyle harmanlayıp kendimce sistemleştirmeye çalıştım. İlk olarak dans, esnek bir zeka ile ilgilidir. Enerjisi çok yüksek ya da düşük bir Merkür gereken dengeyi bulmakta zorluk yaşatacaktır.
El-kol koordinasyonunun sağlıklı olması olması için önerilerim: Merkür Başak, 3. Ev, İkizlerde gibi.Doğaçlama olarak yapılan danslarda Merkür-Uranüs arasında akıcı açılar arardım.İyi Merkür koreografi konusunda da destek olacaktır.
Dans’ın estetik boyutundan söz ederken tabiî ki güzelliğin, gösterişin, uyumun, çekiciliğin gezegeni Venüs’ten bahsetmemek olmaz. Duyguların vücut bulması için müziği de temsil eden Neptünle birlikte yorumlamak gerektiğine inanıyorum.
Neptün, dansın; zamana yayılmış senkronize, akıcı illüzyon; bedenle büyüleme, hayal imgesi olarak sergilenme, yaratıcılık, ilham kavramlarıyla ilişkili.Venüs ve Neptünün uyumu hoş bir dans algısı yaratabilir ancak  yaratım enerjisini açığa çıktığı yer olan 5. Eve de bakıyorum.
Yükselen ateş grubu olduğunda genelde 5. Evdeki burç da ateş oluyor ve yaratım ifadesinin ortaya konulması için enerji ve özgüven bakımından bu burçları(Koç, Aslan, Yay) etkili buluyorum. Ayrıca sanatsallık ne kadar baskın olursa olsun, etkin Mars(hareket) yoksa dans gerçekleşmez.
5. ev hobi olarak yapılan danslarla ilgili olabilse de bunu profesyonelleştiren kişilerde 6. Evde yerleşen bu işaretlere bakardım. Güneş, Balık ve Başaklardan çok iyi dansçılar çıkacağını düşünüyorum.Kişisel yorumum. Neptünün(Balık) ortaya konulması(Güneş), Başakta da merküryen bir yetenek.
Bonus:Dans Perisi anlamına gelen bir astreoid olduğunu biliyor muydunuz? 81 kodlu Terpsichore astreoidinin dansçı haritalarında öne çıktığı görülmüştür.

20 Nisan 2020 Pazartesi


Cumhuriyet Dönemi Eğitimin Umudu; Bugünün Yaralı Şifacısı Köy Enstitüleri

Bugün size Türk tarihinde devrim niteliğinde eğitim sistemi olan aynı zamanda hüzünlü bir mazisi olan Köy Enstitülerinden bahsetmek istiyorum.Cumhuriyet sonrası adımlar için Atatürk toplumsal varlığın asıl sahibi köylüleri eğitmeyi önemsemişti.Hazırlıklarına 1935te başlansa da+

17 Nisan 1940 yılında Plüto Aslan nesline geçtiğinde Merkür ile üçgen açı yaparken parlayan bu sistemi anlatınca ‘bize eğitim adı altında bunca yıl işkence çektirmişler’ bile diyebilirsiniz.
Bireyin dönüşümünü hedefleyen, kendine yetebilen ve toplumda devrim yaratma niteliği taşıyabilen lider çocuklar yetiştirmek(Plüton Aslan) hedeflenmişti.Hatta kapatılma sebeplerinden biri de ‘ülkeyi yöneten kesimden daha akıllı bir vatandaş görüntüsü oluşturması’ydı.
Merkür’ün Plüto ile üçgen açı yaptığını görürüz.Zihin ve eğitim yoluyla bir dönüşüm yaşanmasının adımı atıldı.Bilginin gücünden nasıl faydalanacağını bilen, yaparak yaşayarak öğrenen, bilgiyi sezgileriyle kendileri elde eden kişiler yetişti.
Uranüs-Neptün açısından gelen kitle karması var.Toprak grubunda.Öğretmenler gittiği köylerde bilinmeyen tarım türlerini köylülere öğretiyordu, teorik bilginin uygulama kısmı hep ön plandaydı.Araziler verimli şekillerde canlandırılıp tarım devrimi de gerçekleşiyordu(Uranüs Boğa)
Neptünden gelen etki bilinç seviyesini artırıp yaşam tarzında uygulamaya koyuyor; saf, yaratıcı yapıcı uygulamaların önünü açıyordu.Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, ağaçları atölyeleri vardı.Sınıfta öğretilen doğada uygulandı.
Üretici eğitim ilkesi benimsenmiş, öğrenci-öğretmen okullarını kendileri yapıyordu(buğdayda bile şu an dışa bağımlı olduğumuzu düşünürsek bunun önemini anlarız).Kuruldukları bölgelerin ekonomilerini canlandırıyorlardı.Girişimci ,‘ben’den çıkıp ‘biz’i düşünen insan yetişiyordu.
Sanat da sistemin parçaşıydı.Venüs-Mars İkizlerde kavuşum yapıyor.Kültürel-sanatsal atılım da demek bu.Aşık Veysel köy enstitülerini gezerek saz çalmayı öğretiyordu, öğrenciler keman konserleri veriyordu, Mozart'ın rondoları öğretilip, Sheakspeare, Moliere oyunları sergileniyordu
Güneş-Jüpiter kavuşumuyla geniş vizyonlar besleyen, geleceğe yönelik iyimser beklentilerle her yönden genişleyen, büyüme ve özgürlük yanlısı, keşfetme ve bilgiye sürekli aç ve hayat içinde eğitim veren bu başarılı projeden mezun olan kişi her konuda bilgi sahibi oluyordu.
Bilgeliğini geçmişten alan(Jüpiter-Güney düğüm kavuşumu) bu sistem; kullanışlı felsefelerini yayma adına, sahip olduğu spiritüel bilgelikle de, klasik okumalarına önem veriyor, öğrenmeye meraklı kişiler yetiştiriyordu.Köy enstitüsünü bitiren biri sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor+
aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu.John Dewey’in katkısıyla Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde uygulanan bu model+
Güneş Satürn kavuşumu disipliniyle sürerken, otoritenin bir parçası olmak isteyip zararı ondan gördü.Günümüzde dünyada birçok ülke Atatürk modeli olarak programlarına geçirirken 1954 yılında siyasi çekişmelerin kurbanı olarak kapatıldı.
Ülkenin 11. Evine attığı stelyum ile hala daha kitlesel kurtuluşun ve gereken entelektüel çözümün bu yönde olacağını düşündürüp ümitlerimizi beslemeye devam ediyor.Sinastride Chiron'u, ülkenin Plütonu kavuşarak olumlu yıkıcı deneyimleriyle hala şifalandırmaya devam ediyor.
Kıymetli doktorlarımız çalışmalarıyla tıp dünyasında çığır açacak çalışmalar yapıyorlar; şunu söyleyebilirim ki, bu enstitülerin kapanmaması bizi hem gelişmiş, kendi kaynaklarını yaratan bir millet yapar; hem de bu salgından kurtulacak etkili çareyi bulacak doktorları yetiştirirdi

16 Nisan 2020 Perşembe

ASTROLOJİ NEDEN SAÇMALIKTIR(!)
Astrolojinin saçmalık olduğunu söyleyenlerin yorumları genellikle gazete köşelerindeki burç yorumları, aynı saatte doğan kişilerin neden aynı karakterde olmadıkları yönündedir. Astrolojiye inanmayanların düştüğü yanılgı astrolojiyi bilim gibi değerlendirmektir.
Yapılan yorumlarda haksız değiller ama astrolojiyi bilim gibi değerlendirdikleri için mantıklı da değiller. Okült ilimler kapsamında düşünürsek gizli bilgiyi bilimsel yöntemleri 'de' kullanarak ortaya çıkarmak amaçtır. Astrolojiyle ilgilenenin niyeti istismara açık hale getirir
Astroloji saygınlığını kaybetmeye her zaman açık.Çünkü işin içinde olduğunu söyleyenler bile bu ilmi sindiremeyen ortamcılardır. Haritayı danışman olarak alıp, bütünde hangi tarafta olduğunu özümseyip, eksik nitelikleri görüp tamamlama yolunda daha mutlu ve verimli insan yapıyorsa astrolojiyi neden kullanmayalım ki? İnsanlar anlam arayışında din sistemlerinin batıl çukurlarında kendilerini kaybederken neden anlamı kendi haritalarımız aracılığıyla yaratmayalım ki?Astroloji benim ilahım değil, rehberim. Çünkü hala bilim bile ölümden sonrasını öngöremedi.
Bilimsel olarak ölümden sonra bedenlerimiz çürüyecek.Ancak benim arayışım; vücudumuza giren bu enerjinin karmada alacağı yolu kestirebilmek. Sonsuzluk hissimi astroloji tatmin ederken, sağlıklı şekilde yönlendirdikten sonra, tavsiye etmekten başka elimden bir şey gelmez.Sevgiler...

Tanrının bile batıramayacağı söylenen geminin batış anı haritası yorumuTİTANİC
















Gösterdiğiniz ilgi nedeniyle Titanic’in batışının 108.Yıldönümünde batış anı haritasını incelemek istedim.Gemi 14 Nisan günü yola çıktı ve 15 Nisana bağlayan gecede okyanusun derinlikleri gömüldü.
Titanic’i hep dünyanın küçültülmüş maketi olarak yorumladım. Varacakları hedef aynı ama umutları farklı olan, burjuvasıyla, işçisiyle beraber yol alan, kendi içinde hiyerarşisi olsa da aynı suya gömülen insanlar topluluğu…
Zengin fakir çatışmalarının, bir araya gelmeye engel olup aşka engel olmadığı yönünde romantik mesajlar da taşıyordu; ancak kimine göre Rose, işçi sınıfını duygusal anlamda sömürüp hayatta kalan kapitalizm imgesiydi.
Belki Titanic’te hiç aşk yaşanmamıştı ve hepsi kurguydu, ancak bildiğim gemi batarken çalan kemancıların gerçek olduğu. Bu da ölümlü dünyada sanatın aslında ne kadar kıymetli bir avuntu olduğunu anlatır nitelikte.

İlk başta yükselene konumlanmış bir Yay burcu görüyoruz(Jüpiterde olması etkiyi kuvvetlendirmiş), Yay(doğal evi 9. Ev) uzak mesafe yolculuklarını da temsil eder, Plüton ile karşıt, Ay ile kare görünüm yapıyor.
Uzak mesafe yolculuklarıyla ilgili olan 9. Evin yöneticisi Merkür, Güneş ile kavuşumda ve tetikleme enerjisi olarak gördüm.Bu yerleşim kontrol dışı olaylarla da ilgisi olan 4. Evde ve bu evin burcunun yöneticisi Mars kazalarla ilgili ve haritada ölüm evinin girişindeki Yengeç de Marsta.
Ölüm evinin(8. ev) girişindeki burcun yöneticisi, yolculuklar evinin yöneticisi ile birleşmeyen açı yapıyor, Plüton ile kare görünümde.
Mars-Uranüs birleşmeyen bir açı yapıyor.Bunun kadersel olaylarla ilgili ve kaza verebileceği düşünülür. Plüton kavuşumu da 8 orb olsa da küçümsenmeyecek cinstenmiş.2. Evdeki Uranüs maddi yollu ani kayıplara neden olmuş.
Sonuç olarak bunları niye anlattım. Gemi batarken keman çalmaya, dünyaya güzellik katmaya, iyilikleri yaymaya devam etmek için bir esin kaynağı bu hikaye. O gemi bir gün batacak, çok abartmamak kaydıyla keyif almayı ve vermeyi öğrenmek gerek :)